16 Mart 2021 Salı

Manolyalarla kahve içmek


Bu kahvemi, uzun zamandır görüşemediğim arkadaşlarımla içmek isterdim, hiç durmadan konuşarak. Ya da uzun ama sakin bir sahil yürüyüşünün ardından, tatlılarını çok sevdiğim kafenin güneş gören masasında oturarak. Gel gör ki, Corona virüsü hala ortalıkta kol geziyor, pandemi renkten renge girerek devam ediyor. Arkadaşlarıma sarılamayalı çok oldu, küçük kafenin kapısı da uzun zamandır kilitli...

Pandeminin ilk günleri sanırım hepimiz için şaşkınlıkla ve merakla geçti. Hatta online konserler izlemek, haftasonları ekmek yapmak falan eğlenceliydi bile. Ama bir yılın ardından ruh durumlarımız parçalı bulutlu. Ne yapacağız peki? Şöyle keyifle bir kahve içmeyecek miyiz artık?Oysa ki, bugünlerde buna her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. O zaman arada bulutların arasından kendini gösteren güneşin peşine düşme zamanı. Ve yakın çevremizin farkına daha çok varmanın.

Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi'nin tam ortasından defalarca geçtiğiniz belki de? Ama farkında değilsiniz. Çünkü hızla geçen bir aracın içindeydiniz ve yanınızdan hızla akan çokkk yüksek binalara şaşırmakla meşguldünüz. Oysa şahane manolya ağaçlarına, mis kokulu nergislere, pembe bulut gibi açan sakuralara ve daha yüzlerce çiçeğe, bitkiye o kadar yakındınız ki!

2021'inin 15 Mart'ı İstanbul için pandemi haritası rengi turuncu, hava durumu ise ılık olunca biz kahvemizi kapıp, bu bahçeye gittik. Kahvemizi çiçeklerini dökmeye başlayan manolyalarla içtik. Nasıl geçtiğini anlamadığımız 2 saatlik yürüyüşün her adımında ruhumuzu hem dinlendirdik hem şenlendirdik. 

Uzaklara gidemiyorsak, yakınları keşfederiz. Arkadaşlarla buluşamıyorsak çiçeğe gideriz. Ama kahve keyfimizi ihmal etmeyiz.   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder